Truman Sleeps

Philip Glass
Truman Sleeps

Morning Passages


Philip Glass
Morning Passages

Unravel


Hypatia says: '  If ı could just unravel this just a little bit more, and just get a little closer to the answer, then.... Then ı would go to my grave a happy woman.'
Agora
  

Up



' Deniz seviyesinden yükseldikçe havadaki oksijen miktarı azalır. Bu da kandaki karbonhidrat seviyesini arttırır. Bunun doğal sonucu olarak damarlar, özellikle beyni besleyen damarlar genişler ve beyin daha fazla oksijen alır. Böyle bir yükseklikte uzun süre kalmak beynin sezgisel gücünü arttırdığı gibi algılama kapasitesini de arttırıyor. İşte bu yüzden dostlarım, bize yüksek bir yerde büyük bir arazi lazım, ikliminde ılıman olması gerek. Toros  Dağları bunun için uygun olur, orada tam istediğim gibi bir arazi buldum. '
Ruh Bükücü Seri 1
Photo by Yarrangee

Toprağa konulduğumu sanıyorsun değil mi?





''öldüğüm gün tabutum götürülürken,
bende bu dünya derdi var sanma.
benim için ağlama ah yazık vah vah deme
şeytanın tuzağına düşersen o zaman ağlamalısın
cenazemi toprağa verdikleri zaman elveda
demeye kalkışma
çünkü mezar cennet toplulugunun bir perdesidir
batmayı gördün değil mi doğmayı da seyret
güneş'le ay'a guruptan hiç ziyan gelir mi?
yere hangi tohum ekildi de bitmedi?
insan tohumu bitmez diye süpheleniyor musun
toprağa konuldugumu sanıyorsun değil mi?
benim ayağımın altında yedi kat gök vardır''


Mevlana






Ne zaman biri ölse, aklımda dağınık kelimeler birden yukarıdaki gibi sıralanır ve  kelimeler canlanır. Kulağımda ' Dinle Neyden' filmindeki o sesle inceden  duymaya başlarım...

 ' Yazıyor. Parmakları, eşit olmayan bir biçimde dağılmış ve yatay çizgilerle birbirine bağlanmış binlerce notayı çizgili kağıt üzerine ardı adına yerleştiren bir kalem tutuyor. Aniden duruyor.Üzeri daha önce orada olmayan küçük lekelerle beneklenmiş eline bakıyor. Bunların benzerlerini, çocukken büyük amcasının ellerinin üzerinde gördüğünü hatırlıyor. Avucunu açıyor ve kuş bakışı görülen bir manzaranın çizgileri gibi, bir kaynak suyunun akıntıları gibi, birbirinin üzerine binen, birbirine dolaşan ve bilekten işaret parmağına doğru yönelen bir kırışıklık ağı keşfediyor. Bundan dolayı bir heyecan hissetmiyor. Dışarıdan, alakargaların Leipzig Meydan'ındaki akşamı yırtan çığlıklarını duyuyor ve bu çığlığın basit bir notaya, örneğin si bemole, aynı şekilde yağmur damlalarının fa la bemol si bemol gibi uyumlu bir bütüne indirgenememesine ve dünyanın müzik olabilecek yerde yalnızca gürültü çıkarmasına üzülüyor. Buna çare bulmanın kendisine düştünü biliyor ve yeniden yazmaya koyuluyor.Avuç içlerinin kırışık olması yada ellerinin çillerle kaplanmış olması, zamanın geçmesi değil, yalnızca bu ellerin, dünyanın düzensizliğine derman olmak için Tanrı'nın kafasına koyduğu müziğin izini taşımaları önemli. '